MUĞLA ÇEVRE PLATFORMU (Orman Çalışma Grubu ve Datça Meclisinin de katkılarıyla), orman yangınları ve ormanların iyileştirilmesi ile ilgili bir basın açıklaması yayınladı. Yayınlanan açıklama, MUÇEP Datça Meclisi tarafından Datça’da okundu ve yayın organlarıyla paylaşıldı. Metinde iklim krizi nedeniyle yanan ormanlara dikkat çekiliyor ve ormanların korunması için talepler sıralanıyor. 2 bölümden oluşan metnin tamamı aşağıda yer almakta, yapılan basın açıklaması:

sendika.org’da bkz: https://sendika.org/2022/08/mucep-milli-parki-isgal-eden-sinpas-gyo-hakkinda-suc-duyurusunda-bulundu-663651/

yeşil gazete’de bkz: https://yesilgazete.org/kizilbukte-hukuksuz-insaati-surduren-sirket-ve-devlet-yetkilileri-hakkinda-suc-duyurusu/

datçagündem’de bkz: https://datcagundem.wordpress.com/2022/08/19/mucep-datcada-orman-yanginlari-konusunda-aciklama-yapti/

yayınlandı…

Basın Açıklamasının tamamı:

Son yıllarda Dünya yanıyor, ormanlarımızı hızla kaybediyoruz. Dünyayla birlikte tüm Türkiye ve Muğla da yanıyor. Sadece geçen sene Türkiye’de 175bin hektara; Muğla’da ise 65bin hektara yakın ormanlık alan yandı. Yanan ormanlarla Muğla’nın ormanlık alanının % 10’u yok oldu. Bu yaz daha bitmedi: Muğla’daki kayıp:,5bin hektardan fazla. Son 2 senede 15 yılda kaybettiğimiz ormanlık alandan fazlası yitip gitti. Kaybettiklerimiz: sadece sonradan dikilecek birkaç ağaç ya da ev mi? Ormanla birlikte tek hücrelisi, kurduna, börtüsüne, böceğine ya da kuşundan, balığına, insanına; mantarından, tohumuna, dalına… Kısası: koca bir ekosistemi adım adım kaybediyoruz…
Nedeni Dünyamızı kavuran “İklim Krizi”? İklim krizi deyince, yönetenlerin sorumluluğu azalıyor ya da aklanabiliyorlar mı: Elbette hayır! Biz biliyoruz ki: küresel ısınma ile kendini gösteren bu kriz, aslında başkalarının emeğini sömürerek zenginleşen “bir avuç insan” adına dünyayı yönetenlerin sebep olduğu bir kriz. Dünyadaki her şeyi, doğayı, nehirleri, ormanı, dağı, taşı, havayı, kıyılarımızı, denizimizi, her türlü canlıyı, kısacası envai çeşit ortak doğal varlığımızı satılacak mal gibi görenler, iklim krizinin (ve neden olduğu felaketlerin) bütün maliyetini, yine yönetilenlerin, sömürülenlerin, en alttaki sınıfların, baldırı çıplakların sırtına yükleyerek sıyrılmaya çalışıyorlar. Dünyayı doymak bilmez kendini ayrıcalıklı sanan bir zümrenin doğaya ve topluma aşırı müdahaleleriyle kaybediyoruz!
Krize son verebiliriz! İklim Krizine karşı İklim Adaleti ile kaybettiğimiz nehirlerimizin, dağlarımızın, verimli topraklarımızın, ormanlarımızın, solunacak havamızın, içilecek suyumuzun kurtarılması pekala mümkün! Yeter ki bir araya gelelim, “onlar”a itirazlarımızı sürdürelim, ayakları baş edelim. Dünyayı yerinden oynatalım, özlediğimiz haliyle yeniden kuralım!

Orman Yangınları Dolayısıyla Taleplerimizdir:
Geçtiğimiz günlerde sadece Muğla’da (Marmaris, Köyceğiz ve Datça’da) 5bin hektar daha orman kül oldu. Orman canlıları yaşam alanlarını kaybetti. Ekili-dikili tarlalar, bahçeler, evler yandı. İnsanlar, zarar gördü.
Zararların tazmini sosyal devletin gereğidir. Zarar gören insanların zararları hala tespit edilemedi. Yangından etkilenenlerin zararlarının hiçbir ayrımcılığa konu olmadan zamanında ve doğru tespit edilmesi ve zararlarının bir an önce karşılanması hepimizin talebidir.
Yangınlara sadece insan merkezli olarak bakmak doğru değildir. Muğla’da yanan ormanlar, insan müdahalelerinden uzak vahşi/doğal yaşamın sürdürüldüğü, milli ya da tabiat parkları ve/veya Gökova, Datça-Bozburun gibi Özel Çevre Koruma Bölgeleridir. Yani insan müdahalelerinden de korunan alanlardır. Zarar görenler sadece insanlar değil, ağaçlarla birlikte birçok canlı yaşam alanlarını kaybetmiştir. Toprak, su, hava tüm doğal varlıklar zarar görmüştür.
Yangının çıkmaması için önlem almak ya da erken müdahale, en ekonomik ve kamu açısından en yararlı olandır. OGM’nin verilerine göre: Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de orman yangınlarının en az % 90’ı insan kaynaklıdır. Bazen arazi kazanmak gibi kasıtlı, bazen de ihmal ve dikkatsizlik sonucu orman yangınları çıkıyor. İnsan – orman yangını ilişkisini, alan çalışmasına dayalı olarak belirleyip, insan kaynaklı orman yangınlarını azaltmaya yönelik politikalar oluşturmak şarttır. Orman yangınlarının yarısının nedeni hala tam olarak aydınlatılamamıştır! Nedeni bilinmeyenle mücadele imkansızdır. Datça ve Marmaris yangınları eğer Orman Bakanının ifade ettiği gibi, trafo ya da elektrik donanımından çıkmışsa (ki bu incelemelerin bir an önce sonuçlandırılması ve kamuyla paylaşılması da taleplerimiz arasındadır), elektrik iletim ve dağıtım hatlarında ve trafolarda bakımların ve temizliklerin zamanında yapılması ya da en azından yerleşim yerlerinde iletim hatlarının yer altına alınması gibi basit önlemlerle elektrikten kaynaklı yangınların azaltılabileceği hepimizin malumudur. Önlem almakla mükellef kamu kuruluşlarının özellikle 2021’deki orman yangınları öncesi personel ve donanım olarak yeterli olmadığı ve üstelik iklim krizine de hazırlıksız kalarak önlem almadığı ortadadır. Orman yangınlarıyla mücadele eden kurum olarak OGM’nin organizasyonunun yangınlar öncesi deneyimli kadrolarını uzaklaştırdığı ve donanımlarıyla birlikte güç kaybettiği, orman iyileştirmeleri gibi yapması gereken hazırlıkları yangın öncesi yeteri kadar yapamadığı görülmektedir. Son yıllarda Türkiye’de tüm devlet teşkilatında göze çarpan bozulmalar, birçok araştırma kuruluşu, enstitüsü, doğa koruma önceliği ile başarılı çalışmalara imza atan Orman Genel Müdürlüğü içinde de yaşanmaktadır ve kamuoyunda bu kötüleşmeler endişe yaratmaktadır. Orman köylüleri ile çalışmak yerine, AFAD aracılığı ile STK gönüllüleri ile çalışma eğilimine girildiği ve orada da devlet içinde kendi gibi düşünmeyenleri akredite etmemek gibi “siyaseten” olumsuz kadrolaşmaların olduğu gözlenmektedir. Küçük düzeltmelerle, zamanında önlemlerle, kayıpların önlendiğini hepimiz gördük. Doğru ve zamanında önlemlerin alınması ile haklı endişelerimizin giderilmesini talep ediyoruz.
Yangın sonrasında yanan ormanlık alanlarda iyileştirme çalışmalarının da geçiştirilmemesi, doğru ve zamanında yapılması isteğimizdir. Bu yangınlardan sonra yanan ormanlık alanların iyileştirilmesi için sorumlu kurumların çalışmalarının takipçisi olacağız. Ormanların yangın öncesi eski haline döndürülmeleri, iyileştirilmeleri için yapılanları izleyeceğiz. Daha önceki yangınlardan sonra olduğu gibi endüstriyel odun sağlamak amacıyla yanan alanlardaki sağlam ağaçların da kesilmesi ya da ormanlık alanlar içinde endüstriyel odun amaçlı plantasyonların kurulması gibi uygulamalar, ormansızlaştırmaya yol açmaktadır. Yeni yollar açma, yol genişletme, helikopter pisti yapmak vb. bahanelerle ormanlara insan müdahalelerini çoğaltacak yapılaşmalar da ormansızlaştırmaya hizmet etmektedir. Ormansızlaştırma politikalarını onaylamıyoruz. Ormanlardaki doğal/yaban hayatın insan müdahalelerinden korunması için çabalarımızı artıracağız. Rehabilitasyon çalışmalarının takipçisi olacağız!

Ormanlarımız ortak yaşam alanlarımızdır, yaşam alanlarımızı koruyacağız!

MUÇEP – Muğla Çevre Platformu
19.08.2022

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir