Sandıras’ta maden sahası genişletilmesine “dur”
04 Eylül 2020 Perşembe günü Köyceğiz Sandras’ta Alfa Olivin Şirketi’nin maden sahasını genişletme amaçlı ÇED yönetmeliğinin 9. maddesi uyarınca yapılan halkın katılımı toplantısı, bölgedeki STK’ların ve Muğla Çevre Platformu’nun yoğun katılımı ile ertelendi.
Köyceğiz Ağla Yayla Mahallesi Sevdim Restoran’da saat 11.00’da başlayan, Sandras Dağı’nın zirvesine yakın bir bölgede yapılması planlanan Alfa Olivin Şirketi’nin maden sahasını genişletme projesi için Çevresel Etki Değerlendirme halkın katılımı toplantısına yaklaşık beş yüz kişi katıldı.
Dalyan Kültür Turizm ve Çevre Koruma Derneği, Köyceğiz Turizm, Doğayı Hayvanları Koruma Derneği, İztuzu Kumsalını Kurtarma Platformu (İKUP) ve Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) üyelerinin yanı sıra, CHP Muğla Milletvekilleri Süleyman Girgin ve Burak Erbay da katılımcılar arasındaydı.
“TOPLANTI HÜKÜMSÜZDÜR”
Toplantı başlamadan önce, katılımcıların ortak kararını açıklayan MUÇEP yürütme kurulu üyesi Edip Kavuzlu; ÇED yönetmeliği usul hükümlerine uyulmadığı , orman işletmesi görüşünün alınmadığı ve biyolojik çeşitliliğe ilişkin raporun bilimsellikten uzak çalakalem hazırlanmış oluşuna da itiraz ederek toplantının hükümsüz olduğunu ifade etti. Halkın toplantıyı terk etmeye davet edilmesi üzerine, katılımcılar topluca Ağla merkeze yürüyerek, meydandaki kahvede çay molası verdi. Yapılamayan ÇED toplantısının ardından, Dalyan Kültür Turizm ve Çevre Koruma Derneği konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
BASINA VE KAMUOYUNA 4 Eylül 2020
Çiçekbaba, Altınsivri, Gökçeova…
Bu üç kelimeyi duyan yöre halkının aklına önceden doğa, eldeğmemiş doğa, tertemiz buz gibi sular, yazı serin kışı karlı ormanlar, asırlık karaçamlar ve ardıçlar, huzur bulduran doyumsuz seyirler gelirdi.
Şimdi buna, iş makinalarının altın sarısı kayalara oluşumundan milyonlarca yıl sonra indirdiği kırıcı darbe sesleri, yükleyici dozerlerin kayaları kamyonlara doldururken sanki yer yıkılıyormuş gibi vadide yankılanan sesleri, kayaları yükleyip götüren kamyonların etrafa saçtığı tozu dumanı eklendi. Çünkü gölün hemen dibinde maalesef vaktiyle “ÇED gerekli değildir”le olur almış açık bir olivin madeni var; ve bugün daha da kötüsü, maden işletim sahasının genişletilmesi talebiyle karşı karşıyayız.
Kimse durumdan memnun değil. Göle kamp yapmaya gelenler, pikniğe gelenler, sorumlu yerel yönetimler, yolunu kullananlar, Altınsivri’ye tırmananlar, bölgeye yazın ayrı kışın ayrı doğası için gelenler… hiç kimse memnun değil.
Halbuki, Doğa Derneği’nin oldukça kapsamlı bir çalışması olan Türkiye’nin Önemli Doğa Alanları araştırmasına göre, Çiçekbaba (Sandras) Dağı ülkemizde bitki çeşitliliği açısından önde gelen alanlardan birisidir. Alandaki endemizm oranı oldukça yüksektir. Alanda 63 bitki taksonu ÖDA kriterlerini sağlamaktadır. Bolanthus stenopetalus (havalotu), Ferulago sandrasica (şeytanteresi), Genista sandrasica (borcak), Gypsophila davisii (has çevgen), Lamium sandrasicum (ballıbaba), Pilosella sandrasica (tırnakotu), Silene brevicalyx (zarif nakıl), Thlaspi leblebici (dağarcık) ve Tragopogon oligolepis (az yemlik) bitki türlerinin bilinen dünya dağılımı yalnızca Çiçekbaba Dağı’dır.
Alan, çizgili sırtlan (Hyaena hyaena) ve vaşak (Lynx lynx) gibi büyük memeli türleri için önemli bir yaşam alanıdır. Akdeniz biyomuna özgü ve dar yayılışlı bir sürüngen türü olan Lacerta oertzeni isimli kertenkele alanda yaşamaktadır. Ayrıca alanda Akdeniz biyomuna özgü ve ülkemize endemik büyük esmer (Maniola megala) ile nesli bölgesel ölçekte tehlike altında olan karagözlü mavi kelebek (Glaucopsyche alexis) yaşamaktadır.
Çiçekbaba Dağı’nın kuzeyi, “Kartal Gölü Tabiatı Koruma Alanı” ve koruma altında. Dağın güney yamacı ise, sanki farklı özelliklere veya daha az öneme sahipmiş gibi korumasız bırakılmış durumda. Bu sebepledir ki, bölgede maden faaliyetlerine başka hiçbir faktör göz önüne alınmadan izin verildiğini görüyoruz. Üzerine titrememiz gereken böylesine önemli bir doğa alanının gözümüzün önünde tahrip edildiğine şahit oluyoruz.
Artık şahitlik bitti; şimdi harekete geçiyoruz. Savunduğumuz, bölgenin birincil öneme sahip ana su kaynağı olan ve dolayısıyla ana yaşam kaynağı niteliğindeki Çiçekbaba Dağı’dır. Barındırdığı su kaynaklarıyla, endemik türleriyle, toprağı ve taşıyla, dereleriyle, gölleriyle, tüm ekosistemiyle Çiçekbaba Dağı bir bütün olarak korunmalıdır. Altınsivri ve Gökçeova bu yaşam kaynaklarımızın bugün en göz önündeki örnekleridir.
Gökçeova Gölü’nün ve Altınsivri Dağı’nın bugünkü hali, ileride olacakların habercisidir. Bunu yerel halk ve biz sivil toplum kuruluşları kadar, yerel yönetimler de görmekte, endişenlenmekte ve bu bölgede maden faaliyeti istememektedirler. Kanımızca, burayı gören vicdanlı bir madenci de istemez.
Bizler, Çiçekbaba’yı, Altınsivri’yi, Gökçeova’yı bir bütün olarak korumaya ve bu yaşam kaynaklarımızı bizden sonraki nesillere korunmuş olarak aktarmaya kararlıyız. Devletin kurumlarını da doğa koruma yönünde kararlı olmaya ve harekete geçmeye davet ediyoruz:
– Çiçekbaba Dağı’nda maden dahil telafisi mümkün olmayacak doğa tahribatına sebebiyet veren tüm faaliyetleri durdurun, izinleri iptal edin;
– Mevcut Kartal Gölü Tabiatı Koruma Alanı’nı, Gökçeova dahil Çiçekbaba’nın güneyini de içerecek şekilde genişletin;
– Maden oluru verirken, haritada sadece koordinatlara bakmayın; oradan hayat bulan tüm canlıların tarafını tutun ve doğa koruma lehine karar alın.
ÇİÇEKBABA adına, ALTINSİVRİ adına, GÖKÇEOVA adına, tüm canlı ve cansız varlıklar adına sesleniyoruz…
YAŞAMIMIZA, YAŞAM KAYNAKLARIMIZA DOKUNMAYIN!
DALYAN DERNEK
Dalyan Kültür Turizm ve Çevre Koruma Derneği
Bir şekilde durdururuz…