Termik Santraller kapatılsın diyerek, Cumhurbaşkanlığı aleyhine dava açtılar
16 çevre örgütü; Türkiye’’nin dört bir yanında çeşitli illerde bulunan 30 kömürlü termik santralin kapatılması, 7 termik santral projesinin de iptali için Çanakkale İdare Mahkemesinden Danıştay’a sunulmak üzere Cumhurbaşkanlığı aleyhine dava açtı.
16 örgüt adına dava dilekçesini hazırlayan Avukat İsmail Hakkı Atal “Dava dilekçemizde çok önemli bilimsel çalışmalar var. İtalya’da korona virüs salgını sırasında otomobil fabrikalarının olduğu kuzeyde korona virüs ölümleri yüzde 12 çıktı, İtalya’nın geri kalanında yüzde 4,5 çıktı. Dünya Bankası Hollanda’da bir çalışma yaptı. Termiklerin neden olduğu partikül maddedeki yüzde 20’lik artışın, korona virüs ölümlerinde yüzde 100 artışa yol açtığı ortaya çıktı. Türkiye’de ise sadece Zonguldak karantinaya alındı, çünkü 3 tane termik santral var. Kömürlü elektrik santrallerden üretilen enerjiye şu ihtiyaç yok, Türkiye’nin şu anda yüzde 36 arz fazlası var ve kömürlü santrallerden yüzde 30’nu üretiyor. Elektrik açığı oluşturmayacak termik santraller uğruna insanlar ölüyor” dedi.
93 sayfadan oluşan dava dilekçesinin girişinde şu bilgilere yer verildi:
TALEP KONUSU: Corona virüsün COVİD -19 olarak mutasyona uğrayarak ülkemizde ve dünyada ÖLÜMCÜL SALGIN HASTALIĞA YOL AÇMA sebebinin iklim değişikliği olduğunun bilimsel olarak sabit olması ve yine ekteki bilimsel çalışmalarla hava kirliliğinin ve termik santrallerin neden olduğu partikül madde kirliliğinin yoğun olduğu yerlerde Covid-19 vakalarının ve ölümlerinin daha fazla olduğunun saptanmış olması nedenleriyle; Türkiye’de işletmede olan 30 kömürlü termik santralin üretim lisanslarının iptal edilerek bu termik santrallerin kapatılmasına , henüz işletmeye alınmamış olan 7 termik santralin ise üretim lisanslarının ve projelerin iptaline ; Anayasanın 104.maddesinden kaynaklanan yetki ve görevle karar verilmesi talebiyle:
CUMHURBAŞKANLIĞINA YAPTIĞIMIZ İDARİ BAŞVURUNUN ZIMNEN REDDİ YÖNÜNDEKİ KARARA dair İŞLEMİN İPTALİNE, TELAFİSİ İMKÂNSIZ ZARAR ve AÇIK HUKUKA AYKIRILIK ŞARTLARI BİRLİKTE GERÇEKLEŞTİĞİNDENDAVA SONUÇLANINCAYA DEK YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA, İNCELEMENİN DURUŞMALI YAPILMASINA karar verilmesi talebidir.
İZAHI: TERMİK SANTRALLERİN YOL AÇTIĞI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ve MADENCİLİK FAALİYETLERİNİN CORONA VİRÜS SALGININA NEDEN OLMASI; AYRICA TERMİK SANTRALLERİN NEDEN OLDUĞU PARTİKÜL MADDE KİRLİLİĞİNİN ( 2,5 pm ve 10 pm) COVİD-19 VAKALARININ VE ÖLÜMLERİNİN ARTIŞINA NEDEN OLDUĞU AŞAĞIDA BİLİMSEL DELİLLERİYLE SABİTTİR VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ HALKININ YAŞAMA HAKKININ GÜVENCE ALTINA ALINABİLMESİ İÇİN BÜTÜN KÖMÜRLÜ TERMİK SANTRALLERİN KAPATILMASINA KARAR VERİLMESİ GEREKMEKTEDİR.
Şöyle ki ; I )
Bu beyanda 30 kömürlü termik santralin kapatılması, 7 kömürlü termik santral projesinin de iptali talebiyle Cumhurbaşkanlığına yaptığımız idari başvuru 9.05.2020 tarihinde Cumhurbaşkanlığına ulaşmış ve 8.07.2020 tarihinde de ZIMNİ RED niteliğinde idari işlem oluşmuştur. ( Bkz. Delil listesi-1 / TC Cumhurbaşkanlığına yaptığımız idari başvuru ve posta alındısı ) Cumhurbaşkanlığının ZIMNİ RED niteliğindeki bu idari işlemine yasal süre zarfında davamızı ikame ediyoruz.
II ) Aşağıda bilimsel delilleri ve dayanaklarıyla ispat ettiğimiz üzere ( TERMİK SANTRAL ve MADENCİLİK FAALİYETLERİNİN NEDEN OLDUĞU CORONA VİRUS SALGINLARININ 82 MİLYONUN HAYATINI TEHDİT ETMESİ NEDENİYLE ) menfaat koşulu bakımından Türkiye’deki her yurttaşın, çevre -ekoloji yaşam hakkı konusunda faaliyet gösteren her STK’nın, her Tabip Odasının, Ziraat Mühendisleri Odasının ve üyelerinin hak ve menfaatlerini korumakla yükümlü olan her meslek örgütünün işbu davayı açma hakkı vardır. Başta iklim değişikliği ve iklim değişikliğinin beraberinde getirdiği su ve gıda krizi süreci, madencilik faaliyetleri gibi hem iklim değişikliğini besleyen ve hem de su -gıda kaynaklarını yok eden ve de en önemlisi yaşadığımız CORONA VİRUS SALGIN HASTALIKLARINA NEDEN OLAN kirletici –yok edici tesisleri engelleme, KARAR VERİCİ ORGANLARI UYARMA hak ve yükümlülüğü doğurmaktadır.
Anayasaya, BM Evrensel İnsan Hakları Bildirgesine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine göre herkes yaşama hakkına, maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkına sahip olup; aşağıda bilimsel delilleriyle açıkladığımız üzere kömürlü termik santral faaliyetlerini engellemek ulusal bir görev olup, aynı zamanda İnsanlık âlemini ve gelecek nesillerimizin yaşama hakkını koruma amacıyla görev ifa edilmektedir.