Koruma altındaki alanların ölüm fermanı
Medyascope, Ağaoğlu Turizm Kenti proje alanını görüntüledi: Muğla’nın Milas ilçesinde, ulusal önemi haiz sulak alan niteliğindeki Bargilya Tuzla Sulak Alanı sınırında binlerce konut, otel ve golf sahalarını içeren, “Turizm Kenti” isimli Ağaoğlu projesinin planlandığı ve etkileyeceği alanları görüntüleyen Medyascope, projenin sulak alan için yaratacağı tehdidi Muğla Çevre Platformu üyesi Umay Karabaş ve doğa koruma uzmanı Levent Erkol’dan dinledi.
Ağaoğlu ile Net Holding ortaklığında kurulması planlanan binlerce konut, oteller ve golf sahalarından oluşan, 10 binlerce kişinin yaşaması planlanan “Turizm Kenti“, Muğla-Milas’taki koruma altındaki Bargilya Tuzla Sulak Alanı sınırına inşa edilmek isteniyor. Hem arkeolojik sit alanı hem de doğal sit alanı niteliğinde olan, aynı zamanda ulusal öneme haiz sulak alan olma özelliği taşıyan Bargilya Tuzla Sulak Alanı, birçok kuş ve balık türüne ev sahipliği yapıyor.
Medyascope hem Bargilya Tuzla Sulak Alanı’nı hem de Turizm Kenti projesinin inşa edilmesinin planlandığı kıyıları görüntüledi ve projenin haritasını çıkardı.
Muğla Çevre ve Ekoloji Politikaları Derneği ile Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Muğla İl Koordinasyon Kurulu, 2 Haziran 2021’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından proje hakkında verilen ÇED Olumlu Kararının iptali için dava açtı ve projenin iptalini istedi.
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) üyesi Umay Karabaş, ulusal öneme haiz sulak alan niteliğindeki Bargilya Tuzla Sulak Alanı kıyısına yapılmak istenen proje kapsamında karada yürütülecek inşaat faaliyetlerinin ve artacak nüfus yoğunluğunun, koruma altındaki sulak alanın ölüm fermanı olduğunu anlatıyor:
“Net Holding ve Ağaoğlu ortaklığında yapılmak istenen bir turizm kenti projesi var. Golf sahaları, oteller, turizm tesisleri, binlerce konut. Buraya getirmek istedikleri nüfus için bir kaymakam atanması gerekiyor. İlçe gibi bir nüfustan bahsediyorlar. 30-40 bin civarında söyleniyor ama başka kaynaklarda bu nüfusun 80 bini bulabileceği, öyle hayallerinin olduğunu görüyoruz. Bodrum-Milas arasında siz 80 bin nüfuslu bir kent daha kurduğunuzda değil sulak alan, buradaki yaşamın ne kadar sıkışacağını hayal etmek mümkün değil.“
“İkinci-üçüncü evlerimizi yapacağız diye sulak alanda yaşayan canlıların evlerini mahvedemeyiz”
Karabaş, Tuz Gölü ve daha pek çok sulak alanın insan kullanımı yüzünden kuruduğunu anımsatarak, Turizm Kenti projesi iptal edilmediği takdirde Bargilya Tuzla Sulak Alanı’nın da yok olan sulak alanlara ekleneceğini söylüyor:
“Geçtiğimiz aylarda Tuz Gölü’nün ne hale geldiğini gördük. Türkiye’deki pek çok sulak alan maalesef kullanım odaklı çalışmalardan kurumuş, ölmüş durumda. Milas-Tuzla Sulak Alanı hala yaşayan, ulusal öneme haiz sulak alan tescilli ve bu özelliğini kaybetmemiş, 2001 yılından beri önemli kuş alanı olarak belirlenmiş ve bu değerlerini hala koruyan bir sulak alan. Bizim ülkemiz adına bir sulak alanı daha kaybetme lüksümüz yok, bunun da pazarlığı yok. İkinci ve üçüncü evlerimizi yapacağız, daha iyi manzaralı bir yere geleceğiz diye öbür canlıların evlerini mahvedemeyiz. Ortak yaşam alanlarımızı korumak zorundayız. 1 Temmuz itibarıyla Muğla Çevre ve Ekoloji Politikaları Derneği ve TMMOB Muğla İKK olarak davamızı açtık. Doğal sit sınırının, arkeolojik sit sınırının yanı başında böyle bir proje olmasını tabii ki istemiyoruz.”
Proje, kuş ve balık popülasyonlarını etkileyecek
Doğa koruma uzmanı Levent Erkol ise Turizm Kenti projesinin ekosisteme yaratacağı hasarın ölçülemeyecek kadar büyük olabileceği görüşünde.
“Bargilya Tuzla Sulak Alanı, Güllük Körfezi’nden başlayıp Milas-Bodrum Otoyolu’na uzanan bir alan. Burası hem Mazı Çayı’nın hem de diğer akarsuların, taşkın ovaları ve denizle bağlantısı sonucu oluşmuş bir lagün ekosistemi. Hem tatlı su hem tuzlu su baskısı altında olan ama acı su karakteristiği gösteren kıyı sulak alanlarından bir tanesi. Burası ulusal öneme haiz bir sulak alan. Yani Türkiye’deki ilgili Çevre Kanunu, Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği gibi mevzuatlarla tamamen koruma altında. Su kuşları için çok önemli bir alan. Güney Ege’de böyle kıyı sulak alanları çok az sayıda. Bu da özellikle göç ve kışlama dönemlerinde su kuşlarının burada toplanması için gerekli habitatı sağlıyor. Kış aylarında binlere varan ördek türleri, flamingolar, gri balıkçıllar ve diğer balıkçıl türleri için çok kıymetli bir alan. Balıkçılık için de çok önemli çünkü sığ bir ekosistem olduğu için avcı türler, yani küçük balıkları yiyebilecek türler buralara gelmiyor. Burada beslendikten sonra tekrar açık denize ulaşıyor balıklar. Yani buraya bir şey olması halinde Güllük Körfezi’ndeki ve Güney Ege’deki bütün balıkçılığın etkileneceğini söyleyebiliriz.”
Doğu Eroğlu tarafından hazırlanan bu haber ilk kez Medyascope‘da paylaşılmıştır
Kamera: Sedat Elbasan