Muğla Çevre Platformu olarak halkla ilişkiler faaliyetlerimiz kapsamında “Bahar Etkinlikleri” düzenlemiş bulunuyoruz. Faaliyetlerimizin ilk ayağında, dün arkadaşlarımız Bodrum’dan başladıkları denizden Gökova Turu’nda Akyaka’ya ulaştılar. Az sonra da dönüş yolculuğuna çıkacaklar.
Yolculuk boyunca, ülkemizde çok az kalan korunabilmiş doğa harikası koyların yer aldığı Gökova Körfezi’nin daha iyi korunabilmesi için farkındalık oluşturmayı amaçlıyoruz. Dünya mirası olan bu güzelliklere emaneten sahip olduğumuzun bilincinde olarak, bu mirasın gelecek kuşaklara koruyarak devredilmesinin insanlığın ortak sorumluluğu olduğuna inanıyoruz. Yetkililere de bu ortak sorumluluğumuzu bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.
Olağanüstü güzelliklerini tarif etmeye kelimelerin yetmediği, ancak “cennet” olarak ifade edebildiğimiz Gökova Körfezi, bu güne kadar ancak özel koruma statüleri ile korunabilmiştir. Ne yazık ki, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bir gayrimenkul şirketine ihale ile hazırlattığı Doğal SİT koruma derecelerini düşürürek imara açan projesi, bu cennettin parsel parsel satılmasını, betonlaştırılmasını öngören bir ekolojik yıkım projesidir. Henüz kesinleşmemiş olmasına rağmen, bu projeyi baz alarak Okluk Koyu’nda başlatılan inşaat faaliyetlerini protesto ediyoruz. Yetkilileri bir kez daha yasalara ve kamu vicdanına uygun davranmaya, “Cennet” imizi “Cehennem”e çevirmemeye davet ediyoruz.
Bu arada etkinliklerimiz kapsamında dün akşam planladığımız halk konseri Kaymakamlık tarafından güvenlik gerekçesi ile son anda durduruldu. Doğayı korumak için etkinlikler düzenlemenin, eğlenmenin, şarkı söylemenin dahi sakıncalı bulunduğu “olağanüstü” bir dönemden geçiyoruz. Bilinmesini isteriz ki; yaşam alanlarımızı daraltan her türlü baskıya karşı mücadele etmeye, yaşam alanlarımızı ve neşemizi korumaya, yaşamı ve barışı savunmaya devam edeceğiz.
Muğla Çevre Platformu olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı, halkın, yerel yönetimlerin ve sivil toplum kesimlerinin haberinin bile olmadığı bir süreçte hazırlattığı ‘Muğla Ekolojik Temelli Bilimsel Raporu’nu iptal etmeye davet ediyoruz. Ekolojik bir yıkım projesinin temeli olan olan bu rapor, ne bilimsel etikle bağdaşmakta, ne de vicdanlara sığmaktadır. Okluk Koyu’nda başlatılan hukuka aykırı inşaatın bir an önce durdurulmasını talep ediyoruz. Doğal yaşam alanlarımızı yok eden bu girişimlere karşı meşru, yasal mücadelemizi sürdürmeye, takipçisi olmaya devam edeceğiz.