Datça'da yapılaşma istemiyoruz

Datça Yarımadası, Gökova Körfeziyle Hisarönü Körfezi arasında, diğer bir deyişle Ege’yle Akdeniz arasında Doğudan Batıya doğru uzanır. Hisarönü kavşağından Knidos Antik Kenti’ne kadar kuş uçuşu 70 km. dir. Yer yer 10 km’ye kadar genişlese de, bazı noktaları kopacakmış gibi incelir; hatta Balıkaşıran’da Ege ve Akdeniz arasındaki mesafe 900 mt’ye kadar düşer. Marmaris’ten Datça’ya doğru giderken yolu yarıladığınızda, aynı anda hem Ege’yi hem Akdeniz’i görürsünüz.

İki deniz arasına özenle çizilmiş gibi duran Datça Yarımadası’nın coğrafi yapısı, görsel bir şölen sunmasının yanında pek çok farklı mikro-klima etkisine sebep olur ve yarımada florasında çok zengin habitat çeşitliliği sağlar.

Yarımada’nın Kuzey yakasındaki kıyılara çoğunlukla insan erişimi yoktur. Gökova’nın serin rüzgarları önünde yükselen sarp kayalıklara doğru, Akdeniz coğrafyasında benzeri ender bulunan boylu maki dokusu hakimdir. Kızılçam ağaçları arasında yoğun yeşil zemin örtüsü, sandal ağaçları ve dere yataklarını saran sığla koruları görülür.

Güneye doğru ilerledikçe, boylu maki dokusu yerini daha kısa ve seyrek kekik, adaçayı ve otsu bitkilere bırakır ve tepelerden kıyıya doğru Akdeniz’in sıcaklığı sarar her yanınızı.

Datça Yarımadası’nın doğal zenginliğinin kaynağı olan bu coğrafi yapı, aynı zamanda onu çok kırılgan hale getirir. İnsan faaliyetinin araya girmesi ya da yoğunlaşması doğal sürekliliğin kolaylıkla zarar görmesine sebep olabilir.

Yarımada üzerindeki doğal sit alanlarının ilk belirlendiği dönemde, bilim insanları bu kırılganlığı gözeterek hem Doğu-Batı hem de Kuzey-Güney hattında doğa koruma alanlarının sürekliliğini sağlayacak düzenlemeler yapmış, 1. Derece Doğal Sit alanı olarak korunan koridorlar, geçiş alanları oluşturmuşlardır. Sonrasında, yarımadanın bütünüyle Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmesiyle bu koruma güçlendirilmiştir. 2014 sonunda yürürlüğe giren Koruma Amaçlı Çevre Düzeni Planı’nda da genel anlamda aynı ilkeler korunmuş ve Hassas Koruma Zon’ları oluşturularak plana işlenmiştir.

Üç senedir gündemde olan yeni sit alanı kategorilerine göre Datça Yarımadası’yla ilgili ilk karar, korona karantinası için evlerimize kapanmamızın hemen öncesinde yayınlandı. Kuzey yakasının doğal sürekliliği açısından çok önemli olan Alavara bölgesinin sit derecesi Sürdürülebilir Koruma Alanına dönüştürülerek yapılaşmaya fırsat sağlandı. Yarımadanın Hassas Koruma Zonu’nun tam kalbinde yapılan bu değişiklik, bütün alana doğru yayılacak bir zarara sebep olacağı gibi ana kara bağlantısını da kesecek.

Datça Yarımadası’nın doğasına gerçekten büyük bir kötülük yapmak için hedef seçmek isteseniz, Alavara’dan daha iyisi olamazdı. Bilimsel herhangi bir açıklamaya sığmayacak bu değişikliğin yeniden değerlendirilmesi ve bölgede yapılaşmaya sebep olacak Sürdürülebilir Kullanım Koruma Alanı önerisinin, Nitelikli Koruma Alanına dönüştürülmesi gerekmektedir.

İMZA İÇİN: www.change.org/datcaalavara

Sürdürülebilir değil Nitelikli Koruma

Metin ve ses: F.Şahin
Hazırlayab:  ibo.a.bo
Alavara Çalışma Grubu’nun katkıları ile…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir