AKYAKA’NIN DÜNÜ, BUGÜNÜ, YARINI..?
Serdar Denktaş, Gökova Ekolojik Yaşam Derneği Başkanı
8 -9 Aralık 2017 tarihlerinde Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü Akyaka’da ‘Akyaka’nın Dünü, Bugünü, Yarını Arama Konferansı’ isimli bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda yer alan katılımcılardan birisi olarak gözlemlerimi, öne çıkan noktaları paylaşmak istiyorum.
Toplantının Amacı:
İkinci gün yapılan tematik toplantıların sonunda Akyaka için bir vizyon oluşturulması amaçlanıyordu.
Paydaşlar:
Yaklaşık 60 kişilik katılımcı listesinde, önemli oranda TVK Genel Müdürlüğü ve ÇŞB İl Müdürlüğü çalışanları, Ula Kaymakamı, Ula Karakol Komutanı, Ula Belediye Başkanı, Muğla BŞB temsilcileri, AKP Muğla Milletvekili Nihat Öztürk, Muğla Ticaret ve Sanayi Odası, Türkiye Çevre Vakfı, Ula Tapu ve Kadastro, Ula Milli Emlak, AKP Muğla İl örgütü temsilcileri, İstanbul’dan gelen bir yatırımcı, uçurtma sörfü sporu, otel ve restoran işletmecilerinden oluşuyordu. Bunların yanında Üniversite, Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası temsilcileri vardı. Birkaç tane de sivil toplum örgütü temsilcisi vardı. Bu noktaya bir parantez açmak gerekiyor. Bakanlığın paydaş listesinde başlangıçta yerel çevre örgütleri yer almıyordu. Muğla Çevre Platformu’nun girişimi sonucu son anda platform bileşenlerinden Gökova Ekolojik Yaşam Derneği ve Gökova Akyaka’yı Sevenler Derneği’nden de birer temsilcinin katılması sağlandı. Akyaka’nın Vizyonu’nun görüşüleceği bir toplantıda Akyaka dışından yatırımcılar paydaş olarak kabul edilirken, sahada çalışan örgütlerin kabul edilmemesi dikkat çekiciydi.
Toplantıda öne çıkanlar:
İlk gün, Akyaka-Çınar Plajı arasında ve Azmak’ta yapılan tekne ile yapılan teknik inceleme gezileri ve akşamında yemekli ‘beyin fırtınası’ toplantısında paydaşların nasıl bir Akyaka istedikleri anlaşılmaya çalışıldı. Tekne gezisi boyunca paydaş olarak toplantıya davet edilmiş olan Ottoman Otelin sahibi Tevfik Toprakçı, ‘buralar bize Tanrının nimeti, en iyi şekilde değerlendirmeliyiz, insan kullanımına açmalıyız’ sözleri sivil toplum örgütü temsilcilerinin tepkisine yol açtı. Kendini uçurtma sörfçüsü olarak tanıtan bir kadın katılımcı, Akyaka’nın dünyada çok önemli uçurtma sörfü alanlarından birisi olduğunu söyledi. Sporun turizme katkısının arttırılması için alt yapı sorunlarının çözülmesi yönünde önerilerde bulundu.
Bu iki konuşmacının gezi boyunca sarf ettikleri bu yönlendirici sözler, aslında tüm toplantının da genel çerçevesini oluşturdu.
İki bölüm halinde gerçekleşen ‘Beyin Fırtınası’ toplantısında önce Akyaka’nın sorunları ve potansiyelleri değerlendirildi, sonra da çözüm önerileri yapıldı.
Uçurtma sörfü yapılan kıyı bandındaki işletmecilerden birisi, uçurtma sörfünün önündeki mevzuat engellerinin kaldırılması gerektiğini, Bakanlığın sit derecelerini düşürmesi ile bu sorunun çözüleceğini umduğunu söyledi. Geçmişte yönetmelikleri bilmedikleri için mevzuata aykırı işler yaptıklarını, bundan dolayı ceza aldıklarını, ama artık mevzuatı öğrendiklerini ve tesislerini tekerlekli olarak yaptıklarını söyledi.
Yatırımcı Turhan Şahin, uçurtma sörfü yapılan kıyı alanının gerisinde kalan geniş alanın ya bataklık olduğunu, ya da tarım alanı olarak kullanıldığını, aslında buraların uçurtma sörfü turizmine yönelik olarak değerlendirilebileceğini söyledi. Turhan Bey’in belli ki flora ve fauna envanteri çıkarılmış ve zengin biyolojik çeşitliliği ile mutlak korunması gerektiği belirlenmiş olan bu sulak alanın ekolojik öneminden haberi yoktu. Ya da, sit derecelerinin düşürülmesi ile artık buraların imara açılacağını, projelerini gerçekleştirebileceğini düşünüyordu.
Toplantıya engelleri aşarak son anda katılabilen yerel STK temsilcilerinin vurguladıkları noktalar ise şöyleydi: 2008’de Akyakalıların, yani gerçek paydaşların katılımı ile oluşturulan bir Akyaka Vizyonu zaten var, yeni bir vizyona ihtiyaç yoktu. Akyaka’nın kimliğin parçası olan doğal zenginliğin ve Nail Çakırhan’a borçlu olduğu mimari kültürün korunması, Akyakalıların ortak aklı olarak o vizyonda öne çıkmıştı. Belediye, Kent Konseyi , tüm yerel STÖ’ler ve Akyakalılar bu vizyona sahip çıkmışlardı. Akyaka’nın Uluslarası Sakin Kentler Birliği’ne üye olması, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne aday olması, bu vizyon doğrultusunda gündeme gelmişti. Ancak, geçen süre içinde Büyükşehir Yasası ile belediyesi kapatılarak yerinden yönetim hakkı elinden alınmış, sakin kent çalışmaları sahipsiz kalmış, ÇŞB’nin bir gayrımenkul şirketine hazırlattığı ‘Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu’ doğrultusunda yaptığı ve hala kamuoyuna açıklamadığı sit değişiklikleri ile doğa koruma alanlarının koruma dereceleri düşürülmüş, Akyaka ÖÇK alanı dışına çıkarılmıştı. Akyakalılar asıl sorun olarak bunları görüyordu.
İkinci gün, sabah Muğla Valisi Esengül Civelek ve BŞB Başkanı Osman Gürün’ün açılış konuşmalarından sonra, önceki gün yapılan beyin fırtınasının ışığında vizyon çalışmasına geçildi. Katılımcıların altı ayrı masada birbirinden bağımsız yaptıkları çalışmaların sonucu ilginç idi. Tüm masalardan çıkan ortak sonuç, mevcut Akyaka Vizyonu’nun korunması, Akyaka’nın Sakin Kent statüsüne sahip çıkılması yönünde idi. Var olan vizyona sahip çıkma kararlığı, Akyakalılar açısından çok sevindirici idi. Doğa koruma alanlarının ranta açılmasını öngören yatırım taleplerine karşın, gerek akademi, gerek STÖ temsilcileri ve Akyakalılar bir kez daha aklın yolunda birleşmişti.
Sonuç:
ÇŞB’nin TVK Genel Müdürlüğü’nün ‘Akyaka’nın Dünü, Bugünü ve Yarını’ isimli toplantısı, Genel Müdürlüğün iki ay önce Bodrum’da yaptığı Bilgilendirme Toplantısında verdiği ‘Akyaka için güzel bir kentsel tasarım projesi hazırladık’ bilgisi ile birlikte düşünüldüğünde şöyle bir süreç işlemişti:
-
Önce, Akyaka’nın da içinde olduğu Gökova ÖÇK Bölgesindeki doğal sit alanlarının koruma statüsü düşürüldü. Buna karşı Mimarlar Odası’nın açtığı yürütmeyi durdurma talepli dava devam ediyor.
-
Bakanlık ve yatırımcı paydaşlar birlikte, Akyakalılardan habersiz, bir Kentsel Tasarım Projesi hazırladı.
-
Bakanlığın birçok uygulamasında görüldüğü gibi, herşey planlandıktan sonra güya işleri ‘katılımcılıkla’ planlandığı süsü vermek üzere bir vizyon toplantısı düzenlenmişti. Kendi uygun gördükleri paydaşlarla yeni bir vizyon oluşturup projeyi meşrulaştırmak istemişti. Projelerin hayata geçirilmesinin önünde engel olduğu düşünülen Akyaka Vizyonu ‘nun (bağlı olarak Sakin Kent kriterleri) yeniden belirlenmesi gerekiyordu. Yeni vizyonda uçurtma sörfü turizmine ağırlık verilmişti. Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin yazın Akyaka’nın göbeğine alelacele kondurduğu ucube ‘Uçurtma Sörfü Yapan Adam Heykeli’ de birlikte düşünüldüğünde, adeta Sakin Kent, Nail Çakırhan unutturularak yeni bir vizyon oluşturulmaya çalışılıyor.
-
Tematik toplantıların sonucunda var olan Akyaka Vizyonu’na ve Yavaş Kent statüsüne sahip çıkıldı.
Sözün özü; sermaye sahipleri ve Bakanlık el ele, Akyaka’yı bir turizm kenti yapma vizyonu ile doğa koruma alanlarımız üzerinde bir rant projesini hayata geçirmeye çalışıyorlar. Her şeye karşın Akyakalıların vizyonlarına sahip çıkması ve Muğla Çevre Platformu’nun Bakanlığın Muğla genelinde doğa koruma alanlarını ranta açma girişime karşı yürüttüğü mücadele umut verici. Tesadüfen aynı gün Akyaka’da kuruluşunun birinci yılını kutlamak üzere buluşan MUÇEP’in kamuoyu bildirisi de dikkat çekici idi.
Umuyoruz ki; bu mücadelenin sonunda akıl, vicdan ve hukuk hakim gelerek gelecek kuşakların da yaşamaya hakkı olan bu güzellikleri koruyabiliriz ve doğaya, ortak yaşam alanlarına yalnızca rant gözlüğü ile bakan, güzelliklere düşman bu anlayışı hep birlikte def ederiz.
Serdar Denktaş
Gökova Ekolojik Yaşam Derneği