Yargı Kararını uygulayın, Muğla’daki Termik Santralleri Kapatın!
MUÇEP olarak ekoloji örgütleriyle birlikte, Cumhurbaşkanına başvuru yapılan Muğla’daki 3 termik santralin kapatılması kararlarının uygulanması talebiyle ulusal ve Avrupa Birliği idari birimlerine seslenen bir change.org imza kampanyası başlattık.
İmza kampanyası linkine ve Çağrı metnine aşağıda yer verdiğimiz imza kampanyasına tüm yurttaşların katılarak Türkiye’nin mahkeme kararlarını uygulamasını istiyoruz.
http://change.org/SantralleriKapat
Bugün Akbelen’de orman yok edilmeyebilirdi. Neden biliyor musunuz? Çünkü Muğla’daki termik santrallerin zaten 1996 yılında kapatılmış olması gerekiyordu!
Yıllardır işletilmeyen hukuk yüzünden nice can kaybı yaşadık!
1996 yılında Muğla bölgesindeki Yeniköy, Kemerköy ve Yatağan termik santralleri hakkında santrallerin faaliyetlerinin durdurulmasına dair verilen yargı kararları uygulansın, termik santraller kapatılsın!
Ne Oldu?
1996 yılında Muğla bölgesindeki Yeniköy, Kemerköy ve Yatağan termik santralleri hakkında santrallerin faaliyetlerinin durdurulmasına dair kararlar verildi.
- Bu kararlar Danıştayca da onandı.
- Santrallerin faaliyetlerine son verilmesi gerekirken uygulanmadı.
Bunun üzerine AİHM’e başvuru yapıldı. - 2005 yılında AİHMbu santrallerin kapatılması kararını onayladı.
Fakat bu da uygulanmadı.
Yargı Kararı Uygulansaydı Ne Olacaktı?
Eğer Türkiye Cumhuriyeti bu yargı kararını uygulamış olsaydı;
- Bu santraller işletilmiyor olacaktı.
- Böylece bugün bu santrallere kömür sağlamak için Akbelen ormanı, köyler, zeytinlikler, tarım alanları yok edilmemiş olacaktı.
- Santrallerin bacalarından salınan zehirli kimyasallarla kirlenen hava nedeni ile bugüne kadar 000’den fazla insan vaktinden erken ölmeyecekti, on binlerce insan kalp-damar ve solunum yolu hastalıkları nedeni ile hastanelerde yatmayacaktı.
- Yatağan ve Milas köylüleri yerinden yurdundan edilmemiş, bereketli topraklarında tarımla geçinmeye devam ediyor olacaktı.
Türkiye, yargı kararını hâlâ uygulamamakta ısrar ettiği için ne yazık ki bölgenin insanları vaktinden erken ölmeye, geçimlerini sağladıkları topraklar, ormanlar, yaşam alanları olan köyler kömür madenlerinin sürekli genişlettiği “cehennem çukuru” tarafından yutulmaya devam ediyor.
Muğla halkı bu kabusu yaşarken bir yandan tüm dünya iklim krizi ile baş etmeye çalışıyor. İklim krizinin baş sorumlusunun fosil yakıtlarla çalışan termik santraller olduğu biliniyor ve Türkiye Paris İklim Antlaşması’na imza attı. Yani fosil yakıtlarla çalışan termik santralleri kapatmak üzere eylem planları yapmayı taahhüt etti. Ancak Türkiye Cumhuriyeti devleti taahhüdünün tam tersine bir yol izliyor, yargı kararını uygulamadığı gibi uluslararası sözleşmelerin gereğini de yerine getirmiyor, fosil yakıtlarla enerji üretimini artırmak üzere planlar yapıyor.
Ne İstiyoruz?
- Hukuk devleti ilkelerinin işletilmesini talep ediyoruz!
Bizler; İkizköylüler, Milaslılar, Yatağanlılar, Muğlalılar, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları ve tüm dünya halkları olarak Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yöneticilerine soruyoruz: - Anayasasında “hukuk devleti” yazan bir ülkenin yöneticileri olarak yargıkararlarını yok saymaya devam edecek misiniz?
- Demokratik bir ülkede hukuksuzluk bir devlet politikası olabilir mi
- Muğla’da hukuksuzca çalışan bu termik santralleri ne zaman kapatacaksınız?
Bu sorulara tüm bölge halkını ve insanlığı tatmin edecek bir yanıt verilmesini ve
- hukuk devleti ilkelerinin işletilmesini,
- yargı kararının bir an önce uygulanarak Muğla’daki üç termik santralin kapatılmasını,
- bu santrallere kömür sağlamak üzere verilmiş maden işletme ruhsatlarının da iptal edilmesini,
- termik santraller kapatılırken adil bir geçiş süreci işletilmesini,santrallerde çalışanların işsiz kalmaması için gerekli planlamanın yapılmasını,
- Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi’nin de konunun takipçisi olmasını,18 yıldır uygulanmayan AİHM kararının artık uygulanması için Türkiye hükümetine gerekli uyarıları yapmasını talep ediyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları olarak Anayasamız uygulanmadığı sürece hiçbir demokratik hakkımızın güvence altında olamayacağının bilincindeyiz. Bu nedenle bu talebimiz aynı zamanda ülkemizin Anayasasında yazılı olan “hukuk devleti” ilkesine dönülmesi çağrısıdır. Israrla hukuk devleti ilkelerinin işletilmesini talep ediyoruz, çünkü kamu yararını, insanın ve yeryüzünün sağlığını her türlü çıkarın üzerinde görüyoruz.
Kampanya Çağırıcısı örgütler: