Haliç’i Temizledik, Sıra Marmara Denizinde: ya da “Tamamen Ekolojik Liman”!

1

Aydın Bodur

Hatırlayanlarınız var mı, Bedrettin Dalan’ı? “Haliç’i gözleri kadar mavi yapacaktı” hani? O güne kadar Haliç’e akıtılan pisliği arıtma maliyetinden kaçarak Marmara’ya vermeyi dillendiren İstanbul’un Belediye Başkanı. Sonrakiler de “fena” değildi! Nasıl da temizledik Haliç’i diye kasım kasım gezinen Belediye Başkanlarını da hatırladınız değil mi? Ne masallar dinlemiştik kendilerinden?

Kolektörler vasıtasıyla Haliç’in dibinde biriken tüm pisliği toplayıp Marmara’ya basmasıyla ilk toplu balık ölümlerinin görüldüğünü hatırlatıyor uzun yıllardır Marmara Denizinde çalışan Hidrobiyolog Levent Ardüz (https://www.milliyet.com.tr/gundem/artik-geri-donus-yok-6523505). Biz aslında Marmara’yı 1989’da kaybetmeye başladık demeye getiriyor. Eğer böyle giderse, ön arıtması yapılsa bile Marmara’ya akıtılanlarla bugün beyaz bir tabaka oluşturan müsilajın yerine, daha da kötüsü bütün Marmara Denizini kaplayacak ekşi ekşi çürük yumurta kokan simsiyah devasa bir çukurun “müjde”sini veriyor. Nasıl ama “gözlerinin mavisi”nden, “müsilaj beyazı”na dönmek de yetmiyor… Yakında “ölümün siyahlığı”nı da göreceğimizi söylüyor. Daha da ileri gidiyor, ön arıtma yerine gerçekten arıtma yapılmazsa sıranın Karadeniz’e, sonra Ege’ye ve kimbilir daha nerelere daha geleceğini anlatmaya çalışıyor, kaybolan deniz eko-sistemini sorguluyor.

Oysa temizlik adına yapılanın aslında çok daha büyük bir denizi yok etmek üzere bir aldatmaca olduğunu çok ama çok önceden söylüyordu, bilim insanları, çevreciler, akıl ve izan sahipleri…

Bir oksimoron örneği olarak ekolojik liman

Ey ahali müjdeler olsun: Azganlı’da bir yat limanımız olacak… Azganlı mı, orası da neresi? (Görseller ÇED Raporundan alıntıdır. Raporu indirmek için: http://eced.csb.gov.tr/ced/jsp/ek1/34131)

Mevcut limanın tam karşısı. Hani şu Ilıca’nın aktığı Taşlık Plajı’nın yanı başı, Kentpark’ın arkası…

Onaylı imar planında, proje alanı 126.154 m2’den 135.089 m2’ye çıkartılmış durumda. Limana ayrılan mevcut parseller 19.319 m2. Limanın karasal yüzeyi, doldurulacak alanlarla birlikte 58.183 m2 (bunun 408 m2’si bir tarihi mezar dolayısıyla birinci dereceden korunması gereken arkeolojik sit alanı)  ve 80.417 m2’si ise deniz yüzeyinden oluşmakta. Kıyıda planlanan 10bin m2’den daha fazla bir alanla birlikte toplam 29bin m2’ye yakın bir alanın doldurulacağı belirtilmekte. 596 m2 uzunluğa çıkartılmış olan Yüzer Dalgakıran 4.828 m2 ve toplam uzunluğu 1633 m2 olan 6 Yüzer İskele ise toplam 4.900 m2 yüzey alanına sahip olacağı söyleniyor. Feribot Yanaştırma İskelesi 128 m2 ve Akaryakıt Rıhtımı’da 365 m2 olması planlanıyor..

Projede daha başka neler olacak? İçinde gümrük binası ve hizmet binalarının da olduğu bir sürü işletme binası, satış yapılacak çarşı ve dükkanlar, oteller, kubbeli restoranlar, kafeler, yeşil alanlar, kocaman kocaman otoparklar, asfalt yollar…

ÇED Raporu 17 Haziran saat 14.00’de Yeşim Restoran’da Halkın Katılımı Toplantısında görüşülecek:

Tüm Datçalıları bekliyoruz!

834 sayfalık ÇED başvuru dosyası gözünüzü korkutmasın, birçoğu destekleyici belgeler, resimler, tablolar, tapular, yazışmalar… İyi kötü bir fikir edinmek için onda birini okumanız ve paylaşılan diğer belgelere göz atmanız yetiyor. Neler yok ki içinde güzel güzel modellemeler, deprem dayanıklılık testleri, işlerin hangi aşamalardan geçileceği bile uzun uzun anlatılmış. Önce izinler alınacak, sonra arazi hazırlanacak, sonra kıyı yapıları inşa edilecek, üstyapı tamamlanacak, sonra çevre düzenlemesi yapılacak: bol bol çim ekilecek. Başka yerlerden yetişmiş ağaçlar getirilecek. Liman işletmeye açılacak ve tüm buralar ihya edilecek! Her şey ama her şey olanca akıcılığı içinde anlatılmış. Sanki heyecanlı bir macera romanında gibiyiz 🙂

Alın bir çelişki daha:  hem önce imar ruhsatları tamamlandıktan sonra diğer aşamalara geçeceğim diyeceksin (ki olması gereken de bu) ama ÇED Başvuru Dosyasında imar tadilatı yapma yetkisini de isteyeceksin!

Devam edelim: başka neler var? Projenin çevreye olabilecek olumsuz etkilerinin azaltılması için alınacak önlemler bile var! Atıklar nasıl atılacak, işçi sağlığı ve iş güvenliği nasıl sağlanacak bir yığın mevzuatın sayı ve numarası listelenerek, mera kanunundan, zeytincilik kanununa kağıt üstünde her şey sayılmış… Ne Bern Sözleşmesine, ne Barselona Sözleşmesine, ne Cenova Bildirgesine, ne Ramsar’a, ne başka bir yönetmeliğe göre koruma altına alınması gereken tek bir yaşam, tek bir alan yokmuş! Meğer doğaya zarar vermemek için ne çok çaba harcamışlar, insanın inanın gözleri yaşarıyor!

Hele yat limanının iskele ve mendireğinin denizin derin olması nedeniyle, doldurulacak hacmin (ve dolayısıyla harcanacak paranın) azaltılması amacıyla yüzer sistem yapılıyor olmasını “ekolojik liman” yapıyoruz diye takdim edenlere ne diyeceğiz? Nasıl ama 600 yata kadar bağlanacak bir liman yapacaksınız. 600 metrelik bir heyula ile içinde Ilıca da olan plajınızın derin sularla önünü keseceksiniz. Dolgu yok aslında ama deyip en az 30bin m2 dolgu yaptığınızı söyleyeceksiniz. Ortalığa asfalt serip, tek yeşil parkınızın yanından vızır vızır zehirli gazlar çıkartan araçlara yol açacaksınız. Sonra da “yaptığımız liman, çok ekolojik, doğa dostu” diyeceksiniz! Bu ne yaman çelişki?

Anladık bir yatçı, sırtında çantasıyla gezen günübirlik turistten hem daha uzun kalıyor ve hem daha çok para harcıyor. Anladık, eğer planladığınız gibi yabancı yatçılar akın akın gelirlerse, çok ama çok para kazanacaksınız. Kim kazanacak? Sahi onlar kim: mesela Datça Marina Turizm ve Ticaret AŞ, kesin kazanacak olmalı… İnşaatçılardan başka, otel yatırımı yapanlar, işletmeciler, restorancılar da bir süre kazanacak muhtemelen, hani gürültü ve kirlilikten turistler kaçana kadar diyelim en azından. Ama ya o yatlar, o yatlarda ki her biri günde 105 Amerikan Doları harcayan yabancı turistler gelmezse (evet raporda bu sayının da analizi yapılmış, çok çalışmışlar çok)? Mesela çok daha küçük ölçekte de olsalar, Karaköy, Mesudiye ve Palamutbükü’ne son birkaç yılda yapılmış, genişletilmiş limanlara yatçılar akın akın geldi mi? Dünyada bu devasa yat limanların kapasite altında çalıştırıldığına dair o kadar çok örnek var ki!

Yazının devamı için: https://datcagundem.wordpress.com/2021/06/05/halici-temizledik-sira-marmara-denizinde-ya-da-tamamen-ekolojik-liman/

1 thought on “Haliç’i Temizledik, Sıra Marmara Denizinde: ya da “Tamamen Ekolojik Liman”!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir