İkizköylüler 14 Mart Dünya Nehirler İçin Eylem Günü’nde ”Biz Kayadere üstünde baraj istemiyoruz. Deremiz özgür aksın, köylerimiz sudan mahrum kalmasın, ormanımız, toprağımız kurumasın istiyoruz Barajlar yıkılsın dereler özgür aksın” diyerek Bodrum Barajı Projesine karşı olduklarını bir kez daha dile getirdiler.

Dünya,  24 yıldır 14 Mart tarihini ‘’Dünya Nehirler İçin Eylem Günü’’ olarak anıyor.

Brezilya’nın Curibita kentinde Mart 1997’de kentinde gerçekleşen “Barajlardan Etkilenenlerin Uluslararası Toplantısı’nda katılımcı 20 ülkenin ortak açıklaması ile başladı süreç. “Hepimizin mücadeleleri bir, çünkü kurulan barajlardan en fazla etkilenen insanlar tüm dünyada aynı şekilde karar alma süreçlerinden dışlanıyor. Bu kararlar halk tarafından alınacağına, teknokratlar, politikacılar ve ticaret elitleri tarafından kendi güçlerine güç katmak ve servetlerini büyütmek için alınıyor ve barajlar sadece onlar için kuruluyor” denilerek çıkıldı yola.

Curibita katılımcıları, 1997’deki toplantılarında dünyada nehirlerin üzerinde kurulan baraj ve hidroelektrik santrallerinin (HES) insandan çok ticari ağırlıklı düşünülmesinin sonuçları üzerinde durdu. Yıkım getiren hidrolik projelerden ağırlıklı olarak etkilenen insanlar, diğer canlılar ve gelecek nesiller ele alındı. İnsan ve yaşam odaklı olmaktan uzak bu projelerle baş etmek için yapılan mücadeleler anlatıldı. Mücadelelerin politik olarak güçlenmesi için de 14 Mart   ‘’Dünya Nehirleri Eylem Günü’’ olarak ilan edildi.

Dünya’da durum 

2002 yılında Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’ne katılan şirketlerin çoğunun su dağıtım tekelleri olması, gelişmiş ülkelerin, yoksul ülkelerin en temel gereksinimlerini bile kâr aracı haline getirdiğini gösterdi.

Dünyadaki toplam su miktarı 1,4 milyon km3 kadar ve bu suyun yüzde 97,5’i okyanuslardaki tuzlu su. Kalan yüzde 2,5’inin de yalnızca yüzde 0,5’i kullanılabilir durumda. Tatlı suyun yüzde 90’dan çoğu kutuplarda ve yeraltında. Dünya Barajlar Komisyonu’nun 2000 yılı raporuna göre yeryüzünde 45 binden fazla büyük baraj var. Rapordaki verilere  göre, barajlar 40 ila 80 milyon insanı yaşadığı topraklardan göçe zorladı. 2021’e gelindiğinde daha yüksek rakamlardan söz ediliyor.  Bu verilerden öğreniyoruz ki; Dünya nüfusunun beşte biri yani 1,2 milyar kişi suyun yetersiz olduğu bölgelerde yaşıyor. Yarım milyar kişi de bu duruma düşmek üzere. 1,6 milyar kişi ise ekonomik nedenlerle suya ulaşamıyor.

Türkiye’de durum

Türkiye’de, halihazırda 2.214 adet baraj, gölet ve HES var. 2023’e kadar da yeni 1.738 adet baraj ve HES, ilaveten 2000 sulama ve içme suyu barajı yapılması planlanıyor. Yani 2023’te Türkiye’de özgür akan tek akarsu dahi kalmayabilir. Bu akarsuların hemen hepsi şirketlerin malı olacak ve doğal yaşamın kaynağı olma özelliklerini kaybedecekler. Türkiye’de biyolojik çeşitliliğin (insan habitatı dahil) yüzde 90’ına yakınını barındıran 305 önemli doğa alanından 185’i HES ve barajların tehdidi altında. Bu alanlar geri dönüştürülemez şekilde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

İkizköy baraja direniyor

Kömürün bir kısmını yuttuğu İkizköy’ün halkı ise su ile terbiye edilmeye çalışılıyor. Köye içme suyu sağlayan kuyuların santrale devredilmesiyle köye su verilmesi tamamen santralin insafına bırakılmış durumda ve özellikle yaz aylarında santralin deposunun dolmadığı gerekçesi ile günlerce suyu kesintisi yaşanıyor. Bu da yetmezmiş gibi şimdi de bölgeyi kuraklığa mahkûm edecek, Kayadere üzerine yapılması planlanan Bodrum Barajı projesi ile karşı karşıyalar. ÇED süreci başlatılan proje, gerçekleşmesi durumunda 83 milyon metreküp kapasitesi ile civardaki en büyük baraj olacak. Yalnızca Bodrum’a içme suyu sağlayacak baraj, Kayadere, İkizköy, Karacahisar, Çamköy, Çamovalı, Gökçeler, Yakaköy, Akyol ve Ekinanbarı köylerindeki su varlığını ve tarımsal üretimi olumsuz etkileyecek. Baraj yapılırsa Kayadere ve Çamlıca köyleri su altında kalacak.

İkizköylüler 14 Mart Dünya Nehirler İçin Eylem Günü’nde Bodrum Barajı Projesinin yaşam alanlarına vereceği zararlara dikkat çekmek için ses getiren bir sosyal medya etkinliği gerçekleştirdiler.

Βarajlar yıkılsın Dereler Özgür Aksın

Devlet Su İşleri – DSİ, Yatağan’dan doğup Milas’ın verimli topraklarını sulayarak Güllük Körfezi’ne kadar ulaşan Kayadere’nin üstüne Bodrum’a su sağlamak için baraj yapmak istiyor. 

Ama, Bodrum’a baraj değil; su canavarı termik santral ve madenleri kapatacak politik irade lazım! 

Neden? Çünkü sadece Yeniköy Termik Santrali yılda Milas’ın ve Bodrum’un 2,5 katı temiz su TÜKETMEYE devam ediyor. 

Kömür madenlerinin ne kadar su kullandığını, ne kadar dereyi ve yeraltı suyunu dinamitleyerek, sondaj yaparak yok ettiğini ise hiç bilmiyoruz. 

Doğaya zehir saçan, suyu hunharca kullanan termik santralleri ve kömür madenlerini kapatmak yerine; yetiştirdiği her üründe buram buram alın teri kokan emekçi köylüleri, topraklarına baraj yaparak mağdur etmeyi tercih eden emek hırsızlarının zihniyetine dur diyoruz!

Çağdışı ve kirli termik santrallere ve kömüre boşuna su akıtılırken,, baraj yapmak mı? HAYIR! 

Termiği kapat, barajı iptal et, suyu havzada bırak!

#BarajlarYıkılsınDerelerÖzgürAksın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir