“Muğla, İktidarın Çevre Siyasetinin Bir Örneğidir”

0

CHP Muğla Milletvekili, Plan ve Bütçe Komisyon üyesi Süleyman Girgin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı görüşmelerinde Muğla üzerinden iktidarın çevre politikalarını eleştirdi.

 

MUĞLA, İKTİDARIN ÇEVRE SİYASETİNİN BİR ÖRNEĞİDİR

Halkın bütçesini halktan kaçırdıklarını, 2021 bütçesi görüşmelerinin halkın görmesi için basına açık olması gerektiğini oysa pandemi gerekçesiyle sadece  Meclis Tv’ nin Bakan sunumunu verdiğini söyleyen Girgin, muhalefet milletvekilleri olarak yapılan konuşmaları kendi imkânlarımızla halka ulaştırmaya çalışıyoruz diyerek iktidarın tutumunu eleştirdi.

Plan ve Bütçe Komisyonunda 2 Kasım’da başlayan ve hafta sonu hariç her gün devam eden Bakanlıkların Bütçe görüşmelerinin 26 Kasım tarihinde Cumhurbaşkanlığı Bütçe görüşmeleri ile tamamlandıktan sonra Genel Kurulda görüşüleceğini söyleyen Girgin, 20 Kasım’da değindiği konuları başlıklar halinde Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a aktardı.

 

İHANET SADECE İSTANBUL’A DEĞİL

Bugün size ağırlıklı olarak Muğla’nın yaşadığı çevre sorunlarından bahsedeceğim.

Ancak anlattığım sadece Muğla’nın hikayesi değil, Kazdağları’ndan, Hasankeyf’e Türkiye’nin bütün çevre siyasetinin hikayesidir…

Nasıl ki, Erdoğan 2017 yılında, “İstanbul’a ihanet ettik, ben de sorumluyum” dediğinde, ihanet edilen sadece İstanbul değil, ülkemizin bütün şehirleri idiyse…Muğla çevre sorunları da Türkiye çevre sorunlarının bir prototipidir.

 

MUÇEV NEDİR SAYIN BAKAN?

Muğla’nın çevre sorunlarının kalbindeki sorulardan biriyle başlamak istiyorum:

Muçev nedir ? Görevi nedir? Neye hizmet eder? Niçin kurulmuştur?

MUÇEV, Sayın Erdoğan’ın, “ülkeyi anonim şirket gibi yönetmek istiyorum” anlayışının Muğla’daki iz düşümü müdür?

Türkiye’yi şirket gibi yöneteceğiz dedikleri tam da bu olsa gerek.

Türkiye’nin bütün kıyılarını yağmalatmak mıdır görevi?

Gerçek adı MUÇEV Turizm Ticaret Limited Şirketi  olmasına rağmen, bu şirketin adına vakıf çağrıştırması yapsın diye mi V harfi konulmuştur?

Kamu aracılığıyla kurulan şirket halka açık kıyıları ticari işletmelere dönüştürmüş ve kıyıları ücretli yaparak halka kapatmıştır.

Ne olduğu, üyelerinin neden bu şekilde oluşturulduğu, elde edilen gelirin nereye gittiği tam olarak bilinmeyen bir yapı var karşımızda.

 

Esasında kıyılar Büyükşehir ve ilçe belediyeler tarafından işletilmesi gerekir.

Kıyılar halkındır, özel sermayenin değil.

İktidarın vakıf görünümlü MUÇEV eliyle, kazanamadığı sahil belediyelerinin kıyılarında rant oluşturması ve sahil koylarını MUÇEV eliyle özelleştirmesi yaklaşımı doğru değildir. Bu arka kapıdan özelleştirmedir!

Kıyısal alanların buralara hizmet götüren, altyapısını yapan, çöpünü temizleyen yerel yönetimlere devredilmesi gerekirken, hizmete gelince “koş yerel yönetim”, gelire gelince “sen uzak dur yerel yönetim” denmektedir.

 

İki noktaya dikkatinize çekmek isterim:

MUÇEV, yetki alanında, Hazine yetkisinde olan alanlar dahil, imar barışından yararlanarak yapı kayıt belgesi almış mıdır?

Almışsa bu yapı kayıt belgelerinin usul ve esaslara uygun olarak alındığına dair bir inceleme yapılmış mıdır? Yapılmışsa sonucu nedir?

Bu konuda mutlaka bir inceleme yapılmalıdır.

Haberin devamı:  http://www.bodrumaktif.com/bodrumun-imar-alanlarina-degil-koruma-planlarina-ihtiyaci-var/

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir