mugla-cevre-platformu-ve-ekolojik-temelli-bilimsel-raporlar
Aydın Bodur
Türkiye’de Edirne’den Kars’a kadar 20’den fazla açıklanmış Doğal Sit Alanı var. Bu Sit Alanlarının toplamı, tüm Türkiye topraklarının yüzde 10’undan fazla (AB müktesebatı uyarınca % 17’ye de çıkarılması hedefleniyor ama orada da bir hile yapıldığını söyleyebiliriz
Doğa’nın insanlar tarafından bir tür kaynak olarak görülmesi ve tüketilmesi Dünya’da ve Türkiye’de çokça alışık olduğumuz bir durum. 1970’lerle birlikte dünyada doğal dengenin giderek bozulması ve dünyanın elden gideceği endişesi, doğanın talan edilmesi yerine gelecek kuşaklara miras bırakılması amacıyla insanları korumacılığa yöneltti. Artık dünyanın pekçok ülkesinde doğal hayatı korumak üzere Doğa Koruma Kurulları görev yapıyor.
Türkiye’de Edirne’den Kars’a kadar 20’den fazla açıklanmış Doğal Sit Alanı var. Bu Sit Alanlarının toplamı, tüm Türkiye topraklarının % 10’undan fazla (AB müktesebatı uyarınca % 17’ye de çıkarılması hedefleniyor ama orada da bir hile yapıldığını söyleyebiliriz: Sit Alanlarını çoğaltmış görünmek için, sulak alan ve göllerin yüzeylerini de bu alanların içine katılmaya çalışılıyor!). Özellikle 1980’lerden bu yana, geleceğe miras bırakmak üzere koruma altına alınmış bu alanlarda tükenmeye yüz tutmuş doğal varlıklar ve bunların koruma derecelerinin arttırılması için önemli araştırmalar/çalışmalar da yapıldı. Bu Doğal Sit Alanlarının da en az % 70’i, 1. Derece yani Kesin Koruma Alanıydı. Maalesef bu alanların giderek koruma dereceleri düşürülüyor!
Türkiye’de “korumacılık”la (bir rivayete göre milli parkların kabul edildiği 1956’lar ya da başka bir rivayete göre Koruma Kurullarının ihdas edildiği) 1980’lerde tanışılmasına rağmen, son 10-15 yıldır tekrar doğanın tüketilmesi ve yeni rant alanlarına dönüştürülmesine dönük bir politika değişikliğine gidildiğini görüyoruz. Özellikle Çevre ve Orman Bakanlığı ile İmar ve İskan Bakanlığının 2011 yılında birleştirilmesiyle çevre meselesinin Orman Bakanlığı yerine derdi tasası heryeri imara açmak olan Şehircilik Bakanlığına bağlanmış olmasıyla birlikte, çevre açısından “korumacı” politikalar yerine yine “kullanmacı” politikalara geri dönüldüğü görülüyor!
haberhürrlyeti.com sitesinde yayınlanan yazınin tamamı için ==>> https://www.haberhurriyeti.com/haber/5840731/mugla-cevre-platformu-ve-ekolojik-temelli-bilimsel-raporlar