Datça’yı Savunuyoruz.
Datça Demokrasi Platformu Kent Savunmasının çağrısıyla 14 Nisan Çarşamba günü saat 13.00’te Cumhuriyet Meydanı’nı dolduran Datçalılar, şarkılarla, türkülerle, döviz ve pankartlarıyla Datça’nın doğasına, koylarına göz dikenlere geçit vermeyeceklerini bir kez daha yüksek sesle dile getirdiler.
Halkın yoğun ilgi gösterdiği açıklamaya Datçalılar ve Sivil Toplum Kuruluşlarının yanısıra milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri ve diğer ilçelerden destek için gelenler yurttaşlar katıldılar.
Kent Savunması adına Nejla Okyay, destek veren herkese özellikle basın çalışanlarına teşekkür ederek bir açılış konuşması yaptı. Özellikle Bodrum CHP, EMEP, HDP, SOL PARTİ, TİP İlçe örgütlerden gelen destek mesajı Datçalılar için de anlamlıydı. Datçalıların Basın açıklamasına Muğla Milletvekili Burak Erbay ve İzmir Milletvekili Murat Çepni de katıldı.
Datçalılar, özelleştirme ve kiralamalara karşı yoğun sloganlarından sonra Melda Omay Datça Demokrasi Platformu Kent Savunmasının basın açıklamasını okudu.
Datça’yı savunuyoruz!
6 Nisan’da Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Datça’nın en güzel noktalarından biri olan Kargı Koyu’ndaki kamuya ait 128 dönümlük arazinin otel ve otopark yapılması için Özelleştirme İdaresi’ne devredildiğini öğrendik.
Anlıyoruz ki; büyük sermaye grupları ve onların hizmetinde olan iktidar gözünü bu defa Kargı koyuna dikmiş. Türkiye’nin bir çok yerinde olduğu gibi toplumsal fayda ve ekolojik denge gözetilmeden, konunun uzmanlarının ve bölgede yaşan insanların görüşü alınmadan verilen bu kararın başka hiçbir mantığı yok. Bir gecede, bir kişinin imzasıyla alınan böylesi bir kararın, ne içeriği ne de yöntemi açısından kabul edilmesi mümkün değil.
Bugün eşsiz denizi ve doğal güzellikleri ile ünlü Kargı Koyu, aynı zamanda 2000 yıllık Antik Karya Yolu’nun olduğu güzergahta yer alıyor. Antik Çağ’dan bu yana “yarımadaların en güzeli” olarak ifade edilen Datça’nın doğal, tarihi ve kültürel zenginliklerinin, rant uğruna yağmalanmasını, betona kurban edilmesini istemiyoruz.
Elbette bu saldırı ne Türkiye’nin geneli, ne de Datça için yeni değil. Plansız ve ranta dayalı yapılaşma ile bir inşaat cehennemine dönen Datça’ya yönelik benzer saldırılar yıllardır olduğu gibi bugün de sürüyor. Gebekum olarak da bilinen Kızlanaltı Güllük Mevkii kıyı alanının kiralanması, Alavara başta olmak üzere bir çok doğal sit alanının statüsünün düşürülmesi, Datça’nın içinde yer aldığı Aydın-Muğla Bütünleşik Kıyı Alanları Planı’nın kabul edilmesi, Muğla-Denizli Çevre Düzeni’nde yapılan hukuksuz değişiklikler bu saldırıların örnekleri. Bizler bu saldırılara karşı bugüne kadar direndik ve bundan sonra da direnmeye devam edeceğiz. Sadece insanların değil, canlı cansız tüm varlıkların müşterek alanları olan kıyılar ve diğer doğal varlıkların ticari meta haline getirilerek talan edilmesini bugüne kadar kabul etmedik ve bundan sonra da etmeyeceğiz.
Bizler yaşam alanlarımızı ve bulunduğumuz bölgenin ekolojik dengesini bu saldırılara karşı savunmaktan vazgeçmeyeceğiz. Ancak toplumsal faydayı değil, yalnızca sermayenin karlılığını gözeten bu düzenin yarattığı ekolojik krizin küresel düzeyde insanlığı ve genel olarak dünya üzerindeki canlı yaşamını tehdit ettiği bir dönemde bu mücadelenin yalnızca Datça ile ilgili olmadığını da çok iyi biliyoruz. Datça’yı savunmak insanlığın geleceğini ve doğal yaşamı savunmanın bir parçasıdır.
Kazdağları’nı, Kuzey Ormanları’nı, Salda Gölü’nü, Hevsel Bahçeleri’ni, Yırca Köyü’nü, Kanal projesiyle bir yıkımla karşı karşıya olan İstanbul’u, HES’lerle yok edilen dereleri savunduğumuz gibi, Kargı Koyu’nu da hep birlikte savunmak zorundayız. Kargı koyuna yönelik kararın duyulmasının ardından, sosyal medyada ortaya çıkan muazzam tepki çok sayıda insanın da bu gerçekliğin farkında olduğunu gösterdi.
Bugün Datça’da yaşayan farklı kesimlerden ve anlayışlardan insanlar olarak bu sorumlulukla ve ortak kaygıyla yaşadığımız kenti savunmak için bir araya geldik. Mücadelemizi Kargı Koyu’nun özelleştirilerek yağmalanmasına neden olacak bu karar iptal edilene kadar sürdüreceğiz. Önümüzdeki dönemde imza kampanyası, hukuksal girişimler, sosyal medya kampanyaları, sokak eylemleri ve etkinliklerle bu direnişi büyüteceğiz. Aç gözlü şirketlerin Datça’yı yağmalamalarına, doğal yaşamı yok etmelerine izin vermeyeceğiz.
Basın açıklamasının ardından Gülkadın Taş, yerel şivesiyle şiir tadında bir konuşma yaptı:
Gargı dağlarından
Çiçek derelim, denize bakıp nefes alalım,
Çay bulamazsak, kekik içelim,
Gargı dağına varalım,
Nöbet tutalım,
Bıraķın kuşlar uçsun Gargıda
Keklik Susamları İfil İfil
Yamaçlarda delikanlı çiçekleri açsın,
Kerten keleler taş başında, keklikler kaya başında süzülsün,
Keçiler melesin,
Ada çayı, kırk boğum, kekik koksun Gargı dağı,
Datça ya dokunmayın, Gargı’ya dokunmayın bırakın betonu, bırakın talanı…
Oldukça şenlikli geçen basın açıklamasının ardından, katılan vekiller de bu uygulamalara karşı Datçalılarla birlikte olduklarına dair birer açıklama yaptılar:
HDP Milletvekili Murat Çepni şunları söyledi “AKP rejimi, emeğin talanı ve doğanın vahşice talanı üzerinden kendini bir beka biçiminde inşa ediyor.
Biz Datça’nın denizimize, koylarımıza, yaylarımıza, sularımıza dokundurtmayacağız. Bu ülkenin doğasını sermayeye peşkeş çektirmeyeceğiz.“
https://www.youtube.com/watch?v=8XUn7rotbWQ
CHP Muğla Milletvekili Burak Erbay “Datçamızı, Sandras dağımızı, Akyakamızı, Murat dağımızı, sahip çıkacak, mücadele etmeyi hep beraber sürdüreceğiz.
Bu tek adam rejimine karşı omuz omuza olmalıyız. Bu oyunu beraberce bozacağız. 1-2-8 onlar için önemli! gözüküyor, Kargı’da 128 dönüm ya. Onun için hep beraber oyunu bozup mücadeleyi sürdüreceğiz.” dedi.
https://www.youtube.com/watch?v=9k7529ZHuGI
Bu etkinlik, Datça’da 500’e yakın Datçalının katıldığı kalabalık karşı çıkışlardan biriydi… Datçalılar, içinde MUÇEP Datça Meclisinin de olduğu sivil inisiyatifleri, siyasi partileri, kitle örgütleri ile doğrudan demokrasinin uygulandığı bir meclis olarak örgütlenen Datça Demokrasi Platformu Kent Savunmasının çağrısına etkin bir şekilde katıldı.
Kent Savunmasının özelleştirme ve kiralamalara karşı etkinliklerinden biri de imza kampanyası oldu:
https://www.change.org/datcayisavunuyoruz
linkinde paylaşılan imza kampanyasina imzalarinizi bekliyoruz….
Datça’da Güllükyolu mevkiindeki kıyı alanının, kıyıları kamu yararına yönetmekle sorumlu kamu kurumlarından biri olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Anayasaya, Kıyı Kanunu’na göre kamu yararına yönetilmesi zorunluluğuna aykırı biçimde kiraya verilmeye çalışıldığını öğrendikten kısa bir süre sonra üstüne Kargı Koyu’ndaki 128 dönümlük korunması gereken doğal/bakir bir alanın da yerel yurttaş ve sivil toplum örgütlerinin ya da yerel yönetimin görüşü bile sorulmadan 05.04.2021 tarihli 3778 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile imar planı yapma ve satış yetkisinin Özelleştirme İdaresine verildiğini öğrendik…
Daha önce de kıyılarımızın kiralamalar yoluyla işgali ya da korunması gereken alanların koruma derecelerinin düşürülerek imara açılmaya çalışılması gibi birçok girişim yaşamıştık. Bu girişimlere karşı Datçalılar ve Datça severler olarak bugüne kadar direndik ve bundan sonra da direneceğiz. Sadece insanların değil, canlı cansız tüm varlıkların müşterek alanları olan kıyılar ve diğer doğal varlıkların ticari meta haline getirilerek yağmalanmasını da, talan edilmesini de bugüne kadar kabul etmedik ve bundan sonra da etmeyeceğiz.
Özelleştirmeye de, kiralamaya da hayır diyor, bu yönde alınan kararların biran önce iptal edilmesini istiyoruz.
Datçalılar şimdi imza kampanyalarına da destek bekliyorlar…