Datça Marinası için HKT

Datça doğal halinde bırakılarak bizden sonraki nesillere de ulaştırılması  gereken bir Özel Çevre Koruma Bölgesi! Ama para hırsı, korunması gereken doğal ya da tarihi alanları, konulan yasaları, mevzuatı tanımıyor. Üstelik kazancını artırmak için her yolu mübah görüyor. Kapasite arttırıyor, maliyet azaltmak için teknoloji değiştiriyor, yaptığı ile doğal yaşama zarar verip üstüne bir de ne kadar ekolojik işler yaptığı yalanlarına sarılıyor.

Yukarıdaki fotoğraf kolajlarından Datça Yat Limanı hakkında temel bazı fikirler edinmeniz mümkün. Soldaki kolajın son resminde, mevcut yat limanı ile birlikte yeni yat limanı yapıldığında, arıtmanın da etkileri ile birlikte Azganlı’daki  Limanın ilk elde Ilıca Göleti ve Taşlık Plajını ve giderek tüm Datçaya vereceği zararı okumamak mümkün değil. İlk resim de hayli çarpıcı: ÇED süreci için Halkın Katılımı Toplantısında  Çevre ve Şehircilik Bakanlığından görevlendirilen yetkililerin aralarına şirket yetkililerini de dahil ederek kendilerini nasıl da halkın katılımcılarından daha üstte ve ayrıcalıklı gördüğünün resmiydi… Çevreciler/Ekolojistler Halkın Katılımı Toplantısının 17 günde 834 sayfanın incelenmesinin zorluğu, projenin sahibi görünen Ulaştırma Bakanlığının yokluğunda ve acemice hazırlanmış, eksiği gediği olan ve dolayısıyla imar planlarına göre gerektiğinde revizyon isteme yüzsüzlüğünde bile bulunulan başvuru dosyasının hangi gerekçelerle yapılmaması gerektiğini uzun uzun anlatmaya çalıştı, ÇŞB yetkililerine. Ama İl Müdürlüğü yetkilileri usülsüzlükte ısrar etti ve kalabalık bir grup, toplantıyı protesto ederek ayrıldı.

Toplantının yapılmasını isteyen resmi kurumların temsilcileri ve şirket yetkilileri, çevrecilerin salonu boşaltmalarıyla rahat edeceklerini düşündüler. Ama kalanlar da itirazlarını, limanın yapılması durumunda vereceği zararları anlattılar. Yukarıdaki ikinci resimde HKT toplantı tutanağı paylaşılıyor. Toplantı tutanaklarına da bakılınca görülecektir: toplantıda tek bir katılımcı bile proje lehine tek laf etmedi. Ama şirket ve resmi yetkililere göre,  Halkın Katılımı Toplantısı başarıyla tamamlanmış ve gerekli cevaplar verilerek HKT sonuçlandırılmıştı. Gerçekler bir kez daha tersyüz edilmişti!

Datça Yat Limanı 20 küsur senelik bir yılan hikayesi. Hikayede her türlü beceriksizlik, yalan ve usülsüzlüğün bini bir para! Aşağıdaki bağlantı linklerinde Datça MUÇEP Meclisinin ÇED Sürecinde Halkın Katılımı Toplantısındaki itirazlarının nedenlerini, nasıllarını çeşitli yerel ve ulusal basın kanalları üzerinden izleyebilirsiniz.
HKT öncesi MUÇEP’lilerce paylaşılan haber ve yazıların linklerinde MUÇEP’liler LİMAN’ın hikayesini ve karşı çıkış gerekçelerini elden geldiğince anlatmaya çalıştılar (yazılardan birine de MUCEP.ORG’de de yer verildi https://mucep.org/halici-temizledik-sira-marmara-denizinde-ya-da-tamamen-ekolojik-liman/):
DatçaGündem Haber Sitesinde, çıkan yazıda yeniden ısıtılan liman projesi hakkında temel veriler paylaşıldı ve çevreye vereceği zararlar incelendi: https://datcagundem.wordpress.com/2021/06/05/halici-temizledik-sira-marmara-denizinde-ya-da-tamamen-ekolojik-liman/

Yine DatçaGündem Haber Sitesinde çıkan ikinci yazıda ise yap-işlet ve devret ile yapılmaya çalışılan yat limanlarının deniz kıyısındaki insanların denizle ilişkilerinin kopmaması açısından değerli olduğunu söyleyenlere de bir yanıt niteliğindeydi:  önceki örneklerden yola çıkarak aslında bu yat limanları tam tersine yöre halkının denizle ilişkisini nasıl bitirdiğine dair örnekler sunulmuştu:  https://datcagundem.wordpress.com/2021/06/15/denizimiz-kiyilarimiz-hepimizindir-datca-yat-limani-insasina-dur-diyoruz/

HKT’nin hangi gerekçelerle yapılmaması gerektiği anlatılıyordu, Datça Havadis Gazetesinde de:  http://mobil.datcahavadis.com/haber/yat-limaninda-kimin-acelesi-var/3711/.