Bugün (15.07.25) Datça Berkin Elvan Anıtı önünde yapılan 157. Adalet ve Barış Buluşmasının akabinde önce Muğla Çevre Platformu Datça Meclisi,  Cumhurbaşkanlığı Kararıyla özelleştirilen ve bir otel-otopark ve kıyılarda günübirlik eğlence tesislerinin yaptırılması için imar planı değişikliğine konu olan Kargı Tepesinin özelleştirilmesi ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. MUÇEP Datça’nın basın açıklaması Aydın Bodur tarafından okundu. Basın açıklamasında Datça’nın Kargı Tepesi’nde 2021 yılında özelleştirme girişimiyle başlayan doğa ve hukuk mücadelesi anlatıldı. Datça’nın doğal özellikleri dolayısıyla gelecek kuşaklara bırakılması için korunan bir Özel Çevre Koruma Bölgesi olduğu hatırlatılarak, Koruma Amaçlı İmar Planı değişikliğinin aslında bakir ve doğal özelliklerin tahrip olmasına neden olacağı ifade edildi. Ayrıca Datçalılara, Datça Yereline sorulmadan, itirazlara rağmen merkezi idare tarafından kamuya ait bir arazinin özelleştirilmesinin de hiç de demokratik bir uygulama olmadığı, tersine bu kararı verenlerin ne kadar totaliter olduklarının da göstergesi olduğu hatırlatıldı. Bu arazinin özelleştirilmesine karşı çıkan Datçalıların Merkezi İdareyi mahkemeye verdiği, mahkemenin bilirkişi raporunun bu bölgenin mutlaka korunması gerektiğini söylemesi üzerine yerel idare mahkemesinin de bakanlık aleyhine ve itiraz eden yerel halk lehine karar vermesine karşın, temyizden idare lehine itiraz edenler aleyhine bir karar çıkmasının hukuksuz, akla ve bilime aykırı olduğu söylendi…

Basın Açıklamasında MUÇEP Datça’da buluşmuş yaşam savunucularının, Adalet ve Barış arayan, Demokrasi isteyen tüm Datçalılarla birlikte bu karara karşı duracakları da belirtildi.

MUÇEP Datça’nın basın açıklamasının tam metni şöyle:

Değerli Arkadaşlar Hatırlayalım Kargı Tepesinde Neler olmuştu:

Datça’da Nisan 2021’de, Kargı Tepesinde bir Cumhurbaşkanlığı kararıyla 128 dönümlük hazine arazisinin özelleştirilmesi girişimi, halkın ekseriyeti, yerel yönetimi ve birçok yerel örgütlerinin kalabalık mitingler, basın duyuruları, onbinlerce vatandaşın imzasının toplandığı imza kampanyaları ile büyük itirazlara neden olmuştu. Datça’da Demokrasi Platformu altında bir Kent Savunması fikri doğmuştu…
İlerleyen süreçte, yerel idari mahkemede dava açan Datçalılar lehine uz
man bilirkişi raporları düzenledi ve bu özelleştirme kararını olumsuz ilan eden, dava açan Datçalıları haklı bulan ilk yerel mahkeme kararları çıktı. Ancak geçtiğimiz yıl içinde ne olduysa oldu, temyizde yüksek mahkeme, Datçalıların itirazlarını dikkate alan bu bilirkişi raporlarını, bu bilirkişi raporuna dayanarak Datçalıları haklı bulan yerel mahkeme kararına, itiraz yolları kapalı olmak üzere olağan olmayan bir kararla merkezi idarenin özleştirme uygulaması yönünde karar verdi. Datçalıların bir kısmı bu skandal karara karşı Anayasa Mahkemesine başvurdu. Anayasa Mahkemesinden henüz karar beklenmekteyken, geçtiğimiz 20 Haziran’da, 10000 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle Kargı Tepesindeki aynı arazi dahil olmak üzere yanındaki 8 parsel dahil edilerek 43bin metrekareden daha büyük bir alanda konaklama tesisi ve otopark yapılması için sözde koruma amaçlı yine adrese teslim bir imar planı değişikliğine gidildi.  Kıyılardaki yapılacak Günübirlik Dinlenme Alanları ile korunması gereken Kargı Tepesinde çok daha geniş bir alanda geri döndürülmez bir tahribat gerçekleşecek!

Bunu bilen Datçalılar soruyor:

  • Datça Yarımadasının tamamı doğayı tahrip eden bu tür müdahalelere karşı bir Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmemiş miydi?
  • Kıyılar, tepeler dahil doğal kalmış bu alana turistik tesis yapılması, koruma amaçlı yapıldığı söylenen plan tadilatının “koruma amaçlı temel gerekçesi”ne aykırı değil mi?  O alanın doğal kalmasını sağlamak, ancak ve ancak inşaat ve turizm dahil insan etkisinden uzak tutmak gerekmez mi?
  • Kamuya yani herkese ait bir hazine arazisi, hangi hakla özelleştirilerek, hangi sermayedarın yararına sunulacaktır?
  • Yerel halkın seçtiği yerel yönetimin yaptığı ve sunduğu imar planlarına, yukarıdan merkezi idare eliyle tek bir yer için mevzi imar planı değişiklikleri yapmak tepeden inmeci, baskıcı, otoriter bir idareye örnek değil midir?

Soruları daha da çoğaltmak mümkün…

Kargı Tepesindeki 128 dönümlük kamuya ait arazinin Cumhurbaşkanlığı Kararıyla özelleştirilmesine karşı bundan 4 yıl önce -2021’de- MUÇEP Datça olarak bir basın açıklaması yapmıştık… şimdi bir kez daha hatırlatıyoruz:

Muğla Çevre Platformu – MUÇEP Datça Meclisi olarak,


1- Kargı Yolundaki 128 Dönümlük alanın otel ya da başka bir amaçla özelleştirilmesini ve betonlaştırılmasını da

2- Kızlanaltı Güllük Mevkiinde kıyı parsellerinin kiralanmasını da kabul etmiyoruz.

Datça’nın dokusunun plansız programsız müdahalelerle, yerel halka sorulmadan, yerel yönetimlerin ve/veya temsilcilerinin onayı alınmadan sadece rant hırsıyla değiştirilmesini demokrasiye uygun bulmuyoruz.
Merkezi yönetimin halkı ve temsilcilerini yok sayarak uygulamaya aldığı bu müdahalelerin karşısındayız. Sadece çevre mücadelesi yürüten kuruluşlar olarak değil daha çok demokrasi, daha çok özgürlük, daha çok eşitlik, daha çok adalet arayışında olan tüm kesimlerle ve kişilerle birlikte bu haksız-hukuksuz müdahalelere karşı meşru yollardan birlikte mücadele edeceğimizi duyuruyoruz.

Saygılarımızla
MUÇEP DATÇA MECLİSİ 08.04.2021

4 yıl önce bu açıklamamızla MUÇEP Datça Meclisi olarak, bu özelleştirme kararıyla bütün yetkileri elinde toplamaya çalışan demokrasi karşıtı otoriter bir merkezi yönetimin başka yerellerle birlikte Datça’ya, Datçalılara, yerel demokrasiye de saldırıya geçtiğine işaret ederek, saldırılara karşı Datça’nın tüm demokrasi güçleriyle birlikte bir KENT SAVUNMASI örerek karşı koyması gerektiğine işaret etmiştik.

Nitekim böylece bileşeni olduğumuz Datça Demokrasi Platformunun çağırıcılığında daha kalabalık, daha detaylı, daha kapsayıcı bir basın açıklamasının da önü açılmıştı ve yine hatırlanacaktır: Nisan 2021’de Datça Demokrasi Platformu bileşenleri ile birlikte Cumhuriyet Meydanında yapılan basın açıklaması Datça tarihinin belki de en kalabalık, en ses getiren basın duyurularından biri yapılmıştı.

Datça MUÇEP olarak bugün buradan 8 Nisan 2021 tarihli aynı basın açıklamasındaki ruh halimizle aynı metindeki gibi sesleniyoruz:

Datça’nın en güzide, en doğal yaşam alanlarından biri olan Kargı koyunu, tepesini ve kıyılarını işgal eden günübirlik eğlence alanları ile birlikte koca bir otel ve otopark yapılmasının önü, bir kez daha, üstelik Datçalıların, yerel yönetimin oluru alınmadan, itirazlarına rağmen tepeden inme bir kararla, açılmış oldu. Böylesi doğal bir alanın, yereldeki yurttaşlara sormadan ve sivil toplum örgütlerinin ya da yerel yönetimin görüşü bile alınmadan bir gece yarısı kararıyla talana açılmasını kabul etmiyoruz.  Bu karar yerel halkın, yerel yönetimin, kamunun aleyhine, halka rağmen hukukun arkasından dolanılarak alınmış meşru olmayan anti demokratik bir karardır.

Bu kararda direnmek aklın, bilimin, hak-hukukun gösterdiği yola aykırıdır. Anti-Demokratiktik, halkı, hakkı, hukuku tanımamaktır.

Biz bu kararı tanımıyoruz!
Muğla Çevre Platformu Datça Meclisi – 15.07.2025

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir