12 Eylül’ün 42. Yılında Datça’da Gezi Tutsaklarına Adalet
Berkin Elvan Anıtı önünde Datça MUÇEP Meclisinden gönüllüler, Gezi Tutsaklarına Adalet talebiyle haftalık buluşmalarına devam ediyor. Datçalı Yurttaşlar, 12 Eylül’ün 42. yılında 12 Eylül rejiminin sürdürüldüğüne işaret ettiler… Girişim tarafından yapılan açıklama şu şekilde:
Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim
akar suyun
meyve çağında ağacın
serpilip gelişen hayatın düşmanı
Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına
çürüyen diş dökülen et
bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler…
“12 Eylül Darbesi”nin üzerinden 42 yıl geçti. “12 Eylül Faşizmi”nde yüzbinlerce insan gözaltına alındı. Askeri mahkemelerde Türkiye’nin aydınlık yüzleri özgürlük, eşitlik ve adalet taleplerini yükselttiği ve savaş istemediği için yargılandı, işkencelerden geçirildi; yetmedi idam edildi. Depolitizasyon politikaları ile sınıf temelli politikalar, öcü bellendi. Sosyal haklar budandı. Hukuk ayaklar altına alındı. Özgürlük ve eşitlik hayallerini seslendirmek imkansızlaştırıldı. Toplum muhafazakarlaştırıldı. Din istismarına açık hale getirildi. Toplumun çeşitli kesimleri, ırkçı, şoven, tekçi ve şiddet yanlısı politikalarla birbirine karşı düşmanlaştırıldı.
Bugün geçmişteki kuvvetler ayrılığını yok eden güçlendirilmiş devlet başkanlığı tercihinin, darbeci 12 Eylül rejiminin de tercihi ve devamı olduğunu herkes görüyor, giderek hukuk düzeninden, demokrasiden daha da uzaklaşıldığı aşikar. Gezi’de çapulcu ilan edilen milyonlar… Sürtük ilan edilen kadınlar… İnsana, suya, havaya ve toprağa adalet istediği için haksız gerekçelerle tutuklanan direnişçiler… Yaşam alışkanlıkları dolayısıyla cezalandırılmaya çalışılan toplumsal kesimler… Haklarında haksızca dava açılan sayısız yurttaş… İşlerinden edilen yüzbinlerce KHK mağduru… Binlerce dilekçe mağduru… Resmi ideolojiye başkaldırdıkları için öldürülen gençler, Roboski, Reyhanlı, Suruç, 10 Ekim gibi hala suçluları ortaya çıkartılmamış toplu katliamlar… Bir avuç sermayedarın zenginliği için yoksullaştırılan emekçi sınıflar… Ötekileştirilen/şeytanlaştırılan kitlelere her geçen gün yenileri ekleniyor. Faşizan uygulamalarla “12 Eylül Rejimi” bugün de sürdürülüyor. Mevcut rejimle, insanlar üzerinde yaşanan kırımlara ek olarak doğa üzerinde yaşanan kırımlar da ekleniyor. “12 Eylül Faşizmi” ile karşılaştırılamayacak kadar ortak doğal varlıklarımızın hızla tüketildiğini, tüketilen doğal varlıklarla birlikte tüm ülkede ekolojik bir kırım yaşandığını, gezegenin bir yokoluşa sürüklendiğini hergün ama hergün izliyoruz… Benzeri birçok saldırılar her geçen gün artıkça artıyor…
Yıllardır sürdürülen bu saldırılar, elbette böyle devam etmez. Yarın mutlaka daha aydınlık günlere, kendi özgür irademiz ve kendi öz gücümüzle, umutla direnerek ulaşacağız.
Bir tek hak kaybının bile olmadığı, gezi tutsaklarının tamamının özgürlüklerine kavuştuğu ve özledikleri o güzel günlere erişmek üzere direnmekten vazgeçmeyeceğiz!
Ve elbette ki sevgilim elbet
dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya
dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle
işçi tulumuyla
bu güzelim memlekette hürriyet…
Nazım Hikmet Ran